25 Kasım 2013 Pazartesi

Kimse için değil,kendiniz için yaşayın.


Biraz oradan, biraz da buradan gideceğiz bu yazıda…
Hepimiz ailemizden en az bir kere “Elalem ne der?”, “Komşular ne der?” “Millet ne söyler?” cümlelerini duymuşuzdur. Benim en sinirime giden durumlardan biriydi bu.
Neden insanlar başkalarının ne söyleyeceğini ya da ne düşüneceğini bu kadar önemser? Başkalarının gözündeki değer olayı bu kadar önemli midir? Bence hiç değil. Çünkü zemin sağlam değil. Erkekler için küpe takma, dövme yaptırma, dar tişörtle giyme, biz kızla gözükme, serseri gibi gözüken çocukla arkadaşlık etme gibi olaylar bu soruları beraberinde getiriyor. Millet ne der? Ne sikim derse desin, zerre sikimde değil benim.
Kızlar için durum daha da vahim. Kısa giyme, fazla makyaj yapma, hava kararmadan evde ol, bir erkekle gözükme, hatta mahalleden dışarı çıkma… Bu listeyi oldukça uzatabiliriz de. İşi gücü olmayan bazı gerizekalı insanların hakkımızda atıp tutması bizi belki etkilemiyor ama ailemizi neden etkiliyor? Bunu gerçekten anlayamıyorum. Gazetelerde bile bazen görüyoruz. Diyarbakır’da tecavüze uğrayan bir kız için ailesi polise başvurmamış. İnsanlar ne der, neler söyler namuslarıyla ilgili diye korkmuşlar. Bunları okuyunca, görünce fıttırıyorum. Böyle salaklık olur mu? Benim çocuğum olursa hayatta bu şekilde kısıtlamayacağım. İyi bir eğitim ile üstesinden gelemeyeceğiniz durum yoktur.
Ortaokulda ve lisede derslerim her daim oldukça iyiydi. Yaşadığımız sokaktaki diğer insanlar da bunu bilirdi. Bazen anneme ve babama “Keşke bizim çocuk da Lee gibi olsa, derslerine hiç çalışmıyor hayta” tarzında şeyler derlerdi. Çocuklarına da böyle dedikleri için başım bir iki kez sebepsiz yere ağrımıştı. Bu çok yanlış bir durum. Kıyaslama olayı kötü sonuç doğurmaktan başka bir işe yaramaz. Ben büyüdüm, çevrem değişti ama bu zihniyet hala değişmedi. Yine görüyorum çevremde aynı şeyleri diyen insanları.



Hayatımı dar bir kalıbın içine hiç sokmadım, bundan sonra da sokmayı düşünmüyorum. Çünkü hayat böyle güzel. Ama ailem beni iyi bir şekilde yetiştirdi. Çok piç insanlarla arkadaşlık ettim, çevremde gerçekten boktan kişiler de oldu ama en basitinde ne sigaraya başladım, ne içkiye, ne de Allah korusun daha kötü şeylere… Bu yetiştirme ve irade ile ilgili bir durum. Her daim önceliği kendime verdim. Bünyeme zarar verecek davranışlardan uzak durdum.
İstanbul gibi bir metropolde insanın dibi görmesi gerçekten kolay. O kadar farklı insanlar barındırıyor ki bu şehir… Yükselme şansınız da çok, dibe batma şansınız da. Bu durum adımlarınızı nasıl atacağınıza bağlı. Kendinize despotluk yaparak hayatı dar etmeniz güzel sonuçlar doğurmayacak. En sonunda biriktirdikleriniz bir yerde patlayacak ve yine zarar gören siz olacaksınız.
Yiyin, için, sıçın ama nerede durmasını bilin. Hayatın eğlenceli yönü sadece zararlı şeyler de değil. Keyif almak için yapabileceğiniz yüzlerce aktivite var. Hayatı dolu dolu yaşamak kolay, uygun ortam oluşturmak ise son derece basit. Ben mesela bir şarkı dinlediğimde bile inanılmaz derecede mutlu oluyorum ve yaşadığıma şükredebiliyorum. Yemek yemek hayati bir ihtiyaç değil mi? Ama ben aynı zamanda eşsiz bir zevk alıyorum, yemek yerken dünyanın en mutlu insanı olabiliyorum. Bular sadece iki basit örnek. Aslında her insan basit şeylerle mutlu olabilir, yeter ki yetinmeyi bilsin.


Şu fotoyu gördüğümde bile mutlu oldum ben. Ve eminim benim gibi mutlu olanlar da olacaktır. Başkalarının sözlerine kulaklarını tıkayın. Çünkü onlar asla hiçbir zaman susmaz. kötülük yaparak mutlu olduğunu düşünebilen kişiler onlar. Çevrenizde böyle insanlardan kesin vardır. Hatta akrabalarınız arasında bile vardır. Haset, çıkar söz konusu olduğunda bayrağı en önde götüren bu kişiler bize uzak, Allah’a yakın olsun.

Kendim için yaşıyorum, kendim için çabalıyorum. Ailemin ise en iyisini hak ettiğini düşünüyor ve3 bunun için uğraşıyorum. Çevremde de böyle “dostlarım” var. Onlar da iyi ki hayatımda diyorum. Yaşam her ne kadar inişli çıkışlı olsa da onların varlığını bilmek, desteğini hissetmek insana güç veriyor. Herkesin hayatında destek, mutluluk sağlayan insanların olması dileğiyle…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder